Hayatın içinde birçok duyguya yer veririz. Bu duygular kimi zaman bizlere iyi hissettirirken kimi zamansa kötü ve depresif hissetmemize neden olabilir. Duygularımızı göz ardı ettiğimiz bir hayat olamayacağı gibi hissettiğimiz her duygu, bizlerin yaşam kalitesini doğrudan ya da dolaylı yoldan etkilemektedir. Peki, bizlere iyi hissettirmeyen duygularımızın yaşam kalitemizi ciddi ölçüde düşürdüğünü söyleyebilir miyiz?
İnsanoğlu, yaşamının her anında hissettikleri ile biçimlenen bir varlıktır. İyi ve güzel duygular hissettiğimiz zaman kendimizi enerji dolu ve birçok şey için daha istekli bulurken, bize iyi hissettirmeyen duygular karşısında kendimizi hayata karşı daha isteksiz ve umutsuz bulabiliriz. Bu durum, hissettiğimiz duyguların davranışlarımızı biçimlendirmesi ile ilgilidir ve insanın doğal yapısının bir parçadır. Çünkü insan, doğası gereği hayatta yaptığı her şey için bir motivasyona ihtiyaç duyar ve bu ihtiyacını genellikle iyi ve güçlü duygularından alır.
Peki, iyi hissetmediğimiz duyguların ölçüsü neden önemlidir?
Hayat boyunca kimi zaman kendimizi iyi hissedemeyeceğimiz duygular yaşamamız son derece normal olsa da, bu durum bizlerin yaşamını ciddi ölçüde ele aldığı ve etkilediği zamanlarda kişi için ruh sağlığı ve yaşam kalitesini tehdit eden bir sorun haline dönüşebilir.
Depresyon Nedir? Neden Olur?
Depresyon, sürekli bir üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon aynı zamanda majör depresif bozukluk veya klinik depresyon olarak da adlandırılır.
Bu durumdan muzdarip bireylerin hissettikleri, düşünceleri ve davranışları etkilenir ve bunlardan dolayı çeşitli duygusal veya fiziksel sorunlar ortaya çıkabilir. Normal günlük aktiviteler yaparken sorun yaşanabilir ve bazen hayat yaşamaya değmez gibi gelebilir.
Depresyon sadece bir keyifsizlik veya anlık bir zayıflık değildir. Depresyon aynı zamanda bir anda çözülebilecek kadar basit bir sorun değildir. Depresyon tedavi edilebilir ve tedavi gerektiren tıbbi bir durumdur.
Depresyonun Türleri Nelerdir?
Depresyonun Belirtileri Nelerdir?
Derin üzüntü ve/veya zevk alamama depresyonun başlıca belirtileridir. Bu deneyimlerin yoğunluğu ve süresi tanı koymakta etkilidir.
İnsanlar depresif bozukluk geliştirdiğinde; akıllarından suçluluk düşünceleri geçer, kendi kusur ve eksikleri üzerine odaklanırlar. Dikkatleri dağınıktır, her şeyi olumsuz ve karanlık görürler, umutsuzdurlar.
Depresyonun fiziksel belirtileri; bitkinlik, düşük enerji, aşırı yorgunluk, fiziksel ağrı ve acılardır. Depresyondaki kişiler uyku sorunları yaşarlar, zor uykuya dalar, sık sık uyanırlar ya da gün boyunca uyurlar. Yiyecekleri tatsız bulurlar, iştahları azalır. Cinsel istekleri kaybolur. Bazıları kol ve bacaklarında ağırlaşma hisseder. Kimilerinin düşünce ve hareketleri yavaşlar (psikodevinsel yavaşlama), kimisi de yerinde duramaz, yüzleri kıpır kıpırdır ve sürekli ellerini ovuştururlar (psikodevinsel ajitasyon). İnisiyatif alamazlar, sosyal içe çekilme yaygındır. Fiziksel görünüşlerini ihmal ederler. Hüzünlü ve umutsuz olduklarından özkıyım düşünceleri yaygındır.
Depresyon Neden Kaynaklanır?
Depresyona neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemektedir. Birçok zihinsel bozuklukta olduğu gibi, çeşitli faktörler söz konusu olabilir:
- Depresyon kalıtsal faktörlerden etkileniyor gibi görünmektedir. Kan akrabaları da bu duruma sahip kişilerde depresyon daha yaygındır.
- Hormon dengesindeki değişiklikler depresyona neden olabilir.
Bununla birlikte;
- Düşük benlik saygısı ve çok bağımlı olma, aşırı özeleştiri yapma veya aşırı kötümser olma gibi bazı kişilik özelliklerinin,
- Fiziksel veya cinsel istismar, ölüm veya kayıp gibi travmatik veya stresli olaylar, zor bir ilişki ya da finansal problemlerin,
- Genetik akrabaların tıbbi geçmişlerinde alkolizm, bipolar bozukluk, depresyon, veya intihar öyküsü olmasının,
- Lezbiyen, gey, biseksüel veya transseksüel bireylerin çevresindeki ortamın destekleyici olmamasının,
- Anksiyete bozukluğu, yeme bozuklukları veya travma sonrası stres bozukluğu gibi diğer zihinsel sağlık bozukluklarının varlığının,
- Ağır alkol, sigara veya uyuşturucu kullanımının,
- Kanser, felç, kronik ağrı veya kalp hastalığı dahil olmak üzere ciddi veya kronik hastalıkların,
- Yüksek tansiyon ilaçları veya uyku hapları gibi bazı ilaçların kullanımın, bireylerde depresyonun gelişmesi riskini daha artırdığı gözlemlenmiştir.